Tuğçem de yok...
cnm valla baya geri kalıyorsun nerdesin ki????
Delircem nerde bunlar
Yeni bölüm bu da
Sabah olmuştu. Kızlarda bir mutsuzluk vardı. Kimse konuşmuyordu. Dün ki olay onları baya düşündürmüştü. Ama kızlar Hilal’in haklı olduğuna karar vermişlerdi. Konuşmaya cesaret bulamıyorlardı. Kahvaltı edip, hazırlandılar ve konuşamadan evden çıktılar. Tuğçe yolda Hilal’e:
Küs müyüz?
Diye sordu. Hilal biraz düşündü ve:
Hayır, değiliz… Ama çok kırdınız beni…
Dedi. Tuğçe:
Özür dilerim, hatta dileyecektik… Neyse haklısın da galiba…
Hilal:
Ya ben galiba aşık oldum ama siz bunu öyle büyüttünüz ki… Tanımıyorum bile çocuğu… Ama sizden hoşlandığımı saklamıyorum ki…
Tuğçe:
Kendi ağzınla söyledin… ÇOCUK O!
Hilal:
Neyse kapatalım bu konuyu…
Tuğçe:
Peki… Ne kadar onaylayamıyor olsam da ben yine yanındayım ki…
Dedi. Hilal arkasını dönüp gülümsedi ve:
Gel buraya…
Deyip sarıldı. Sonra yollarını devam edip, okula girdiler…
Merve de Büşra da Hilal ile akşam konuşmayı düşünerek yürüyorlardı Büşra okuluna varmıştı… Merveler de yollarına devam ediyorlardı. Burak:
Ne oldu?
Diye sordu. Merve:
Yok, bir şey…
Dedi. Hala düşünüyordu… Burak biraz bozuldu ve:
Tamam…
Deyip, önlerine geçti ve hızlı adımlarla okula girdi. Merve onun gittiğini sonradan fark etti ve:
Ya nereye!
Diye seslendi. Burak duymamış gibi yaptı ve sınıfa girdi. Merve arkasından koşar adımlarla ilerledi ve o da sınıfa girdi.
Burak sıraya oturmuş somurtuyordu. Merve:
Ya ne oldu şimdi?
Burak:
Hiçbir şey
Merve:
Neden gittin o zaman?
Burak:
Yok, bir şey dedim ya!
Dedi ve kalkıp dışarı çıktı. Kafasını kemiren bir soru daha çıkmıştı. ‘Ben âşık oldum, ama Merve?’ diye düşünüyordu.
Merve yanına gitti ve:
Ne olduğunu söylemediğim için mi?
Diye sordu. Burak:
Hayır, ama onun sayesinde aklımı kemiren bir soru daha çıktı… Bu durum cidden moral bozucuymuş…
Merve:
Hangi durum?
Burak:
Boş ver dedim ya…
Merve:
Ya neden, biz arkadaş değil miyiz?
Dedi. Bu dediği ona da saçma gelmişti ama Burak bunu duyunca tamamen yıkılıp:
Senin için öyle!
Dedi ve sınıfa girdi. Gözleri dolmuş bir haldeydi. İçinden ‘Çok merak ediyordun, aldın mı cevabını?’ diye söylendi. Eşyalarını sırasından aldı ve arkalara bir yerlere geçti. Merve hala tam olarak fark etmemişti. Dün ki olayı düşünmeye de devam ettiği için beyni durmuş gibiydi. ‘En iyisi önce Hilal’i halletmek…’ dedi ve Hilal’i aradı.
Hilal:
Efendim?
Diye telefonu açtı. Merve:
Ya canım çok özür dilerim senden…
Dedi. Hilal:
Boş ver ya…
Dedi. Merve:
Ya gerçekten, ben seni kırmak istemedim… Affet beni ya…
Dedi. Hilal:
Tamam, canım önemli değil… Akşam konuşuruz…
Dedi. Merve:
Affettin mi beni kuşum?
Hilal:
Tamam, tamam deli…
Dedi. Merve:
Öpüldün kuşum…
Dedi ve telefonu kapatıp, sınıfa girdi. Ders başlamıştı bile… Öğretmen:
Küçük hanım… Gelmeseydiniz…
Merve:
Kusura bakmayın hocam, özür dilerim…
Dedi. Masum bir gülümseme attı. Öğretmen:
Bir daha olmasın, çocuk değilsiniz ki artık…
Dedi ve derse döndü. Merve sırasına gitti. Gözleriyle Burak’ı aradı ve eşyalarını alıp yanına gitti. Burak ona yol vermedi, o da yan sıraya oturdu. Tüm kızlarda olduğu gibi onda da bir kâğıtlaşma huyu vardı. Kâğıda:
Küstün mü bana ?
Yazdı. Burak kâğıdı buruşturup attı ve ona yüzünü çevirdi. Merve’de baya bozulmaya başlamıştı. Sonra kafasına dank etti. Karşısındaki Burak’tı ve o da Burak’ı sadece arkadaş olarak görmüyordu. Bunu fark etmişti ama şimdi de ‘İyi de ben kızım, gidip seni seviyorum mu diyeceğim? Olmaz ya… Yapamam ki… Hem daha çok erken tanışalı 1 hafta falan oluyor… Of Allah’ım…’
Diye düşünmeye başladı. Burak yıkılmış bir haldeydi ve düşünemiyordu bile… Kendini tutuyordu. İçinden ‘Gidip söylesem mi? Belki…’ diye geçiriyordu ama umudu bile yoktu…
Ders bitiminde Merve hemen Burak’ın yanına gitti. Burak konuşamıyordu bile…
Merve:
Ya bak…
Diyecekken Burak:
Şuan en son istediğim şey yanımda olman… Şuan o kadar kötüyüm ki…
En iyisi bana biraz zaman ver… Düşünmem gereken şeyler var…
Dedi. Merve şok içinde:
Ama…
Derken Burak gitmişti.
Merve de çıktı ve ağlamamak için kendini tutarak otobüse bindi. Büşra’nın yanına gelmişti. Hemen indi ve yanına koştu. Büşra bir şey olduğunu anladı ve:
Canım ne oldu?
Merve konuşamıyordu. En sonunda Büşra’ya sarıldı ve ağlamaya başladı. Büşra onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir yere oturttu ve yanından geçen birinden su getirmesini rica etti. Merve biraz sakinleşmişti ama konuşmuyordu. Büşra onun koluna girdi ve beraber bir minibüse bindiler…
Tuğçe bütün gün ‘Ya Berk benimle niye konuşmuyor?’ diye düşünüp duruyordu.
En sonunda dayanamayıp yanına gitmişti. Berk oralı bile değildi, aslında kendini tutuyordu. Tuğçe:
Nasılsın?
Diye sordu. Berk kafasını bile kaldırmadan:
İyi, sen?
Dedi. Tuğçe sinirle:
Kötü!
Diye bağırdı. Berk gülmemek için kendin tutuyordu. İçinden ‘acaba şimdi ne yapsam? En iyisi biraz daha soğuk olmam…’ dedi. Sonra Tuğçe’ye:
Benim gitmem lazım, sen Burcularla konuş istersen…
Dedi, eşyalarını aldı ve ayağa kalktı. Tuğçe kolunu tuttu vE:
Hey! Ne oluyor ya?
Diye sordu. Berk:
Hiç bir şey küçük hanım…
Dedi. Tuğçe:
İyi git!
Diye bağırdı. Berk:
Kusura bakma işlerim varda…
Dedi. Tuğçe:
Ya… Tabi… Sıra başka kızlardadır şimdi…
Berk:
Kızlar?
Tuğçe:
Seni kızlar lafı da kesmiyor galiba…
Berk:
Neyse, senin sinirlerin bozuk herhalde… Ben rahat bırakayım…
Tuğçe sessizce:
Sen böyle yaparken sinirsiz mi kalacaktım?
Diye söylendi. Berk duymazlığa geldi ve:
Hoşça kal!
Diyerek uzaklaştı.
Tuğçe bütün günü sinirle geçirmişti. Sonra hilal ile konuştu ve derslerin bitiminde eve doğru ilerlediler…
Tuğçe ve Hilal eve geleli baya olmuştu. Merve ve Büşra hala ortalıkta yok diye telaş ediyorlardı. Sonra kapı çaldı, ikisi de koşarak kapıyı açtılar.
Tuğçe:
Nerde kaldınız ya?
Diye sordu. Büşra:
Anlatırım, Merve hadi canım gel…
Dedi. Beraber içeri girdiler. Merve yatağına yattı. Düşünmeye başladı. Büşra bildiği kadarıyla olanları diğer kızlara da anlattı ve beraber düşünmeye başladılar…
Aradan iki saat geçmişti. Kızlar Merve’nin yanına gittiler. Büşra:
Canım nasılsın?
Diye sordu. Merve:
İyiyim, yanıma gelir misiniz?
Dedi. Kızlar yanına gidip ona sarıldılar. Merve:
Bugün baya kötü geçti… Ama iyi ki siz varsınız…
Dedi. Büşra:
Tam olarak ne oldu canım, seni ne üzdü bu kadar?
Merve:
Ben galiba Burak’a âşık oldum…
Tuğçe:
İyi de bu kötü bir şey değil ki!
Merve:
Zaten bu güne kadar değildi ki…
Hilal:
Ne odlu peki?
Merve:
Bugün ben Hilal’in meselesiyle uğraşırken onu baya tersledim… O da alındı baya… Sonra ben gönlünü almaya çalışırken ‘Biz arkadaş değil miyiz?’ dedim o da çok kırıldı… Hiç konuşmamaya başladı… ‘Küs müyüz?’ diye kâğıt yazıp yolladım, yırtıp attı. Ders bitiminde yanına gittim. Bana ‘Şuan en son istediğim şey yanımda olman… Şuan o kadar kötüyüm ki… En iyisi bana biraz zaman ver… Düşünmem gereken şeyler var…’ dedi. Resmen yıkıldım… Aslında ne kadar erken de olsa ben ona âşık olmuştum… Belki bu kadarı abartı ama bilmiyorum…
Büşra:
Canım… Olayı nasılda büyütmüşsünüz… O çocuk sana deliler gibi âşık… Nasıl göremedin…
Tuğçe:
Evet… Ya çocuk gözlerinin içine bakıyor… Seni görünce gülümsemeye başlıyor… Hiç üşenmeden her gün seni alıp, bırakıyor…
Hilal:
Hem… O sen ‘Arkadaşız’ dedin diye bozulduysa… Âşık olduğu açık değil mi?
Merve:
Ama benimle artık konuşmuyor ki…
Büşra:
Evini biliyorsun değil mi?
Merve:
Evet… Bir kere göstermişti ya!
Büşra:
Kalk gidiyorsun!
Merve:
Ne?
Büşra:
Hemen hazırlan… Yanına gidiyorsun… Konuşup her şeyi anlat…
Merve:
Ya konuşmaz ki…
Tuğçe:
Konuşur… Konuşmazsa ben gelir onu…
Hilal:
Tamam, tamam… Kalk hadi!
Merve:
Tamam… Haklısınız… Çok teşekkür ederim…
Tuğçe:
Hala oturuyor!
Merve gülümsedi ve:
Kalktım…
Diyerek ayağa kalktı…
Hemen üzerini değiştirdi ve evden çıktı.
Burak’ın evine gelmişti. Cesaretini topladı ve kapıyı çaldı. Burak kapıyı açtı.
Merve:
Lütfen beni dinler misin?
Dedi. Gözlerinden ağladığı çok belli oluyordu. Burak onu öyle görünce daha da yıkıldı ve:
Peki…
Dedi. Merve içeri girdi ve:
Teşekkür ederim… Hiç konuşmazsın sanıyordum…
Burak:
Aslında konuşmazdım ama…
Merve:
Bu sefer sen beni dinle… Biliyorum bugün ‘Arkadaşız değil mi?’ demem büyük bir hataydı. Çünkü biz arkadaş değiliz… Aslında arkadaştık… Belki hala öyleyiz ama…
Burak:
Ama ne? Artık söyle de kurtulalım!
Merve:
Bak… Ben… Ben…
İçinden de ’Of… Ne zor ya… Neyse…’
Burak:
Söyle de kurtul artık!
Merve gözlerini kapattı ve:
Ben sana aşığım!
Diye bağırdı. Gözlerini açamıyordu bile… Bir şeyin ters gitmesi onu mahvedecekti. Aksi oldu tabi ki de… Burak ona sarıldı ve:
Bu olmayacak diye öyle çok korktum ki!
Dedi. Merve şok olmuştu… Bir o kadar da mutluydu… Burak:
Çok… Çok… Çok… Teşekkür ederim… Aslında saçma biliyorum ama bir an…
Merve:
O bir an asla olmasa!
Dedi ve o da Burak’a sarıldı. Görülmeye değer bir halleri vardı. Biraz sustular, biraz bu konuyu konuştular… Ama artık sorunları kalmamıştı. Bir iki saat kadar Burak’ın evinde konuştular, sonra Burak onu evine götürdü. Merve her şeyi kızlara anlattı ve yatıp hayal dünyasına daldı…
Diğerleri de onun haline hayran bir şekilde baktılar… Hepsi hayal kurarken uyuya kaldılar…