Turkish Rock Festival gibi büyük bir organisazyonda sahne aldınız. Sizin açınızdan konser genel olarak nasil geçti? Festival hakkında düşüncelerinizi alabilir miyim?
Festivalin gerçekleşebilmesi bile başlı başına bir olaydı aslında, buradan Gişe Organizasyonu ayakta alkışlamak lazım. Yaklaşık 130 kişilik bir ekibi böylesine idare edebilmek ve herkesi oradan mutlu gönderebilmek neredeyse olanaksız gibi gözüküyordu. Ama tem tersi oldu, herkes uçaktan itibaren kaynaşmaya ve pozitif elektrik dağıtmaya başladı. Belki de bir Türk grubunun hayatında bir kez yaşayabileceği özel bir gündü. Ufak aksaklıklar, korkulan kaprisler, festivalin tekrarlanabilmesi için mihenk taşına dönüştü ve herkes canla başla işe sahip çıktı. Anlatılamaz bir tecrübeydi ve yer alan herkes ikincisinin gerçekleşmesini bekliyor.
O gün şimdiye kadar izlemediginiz ve merak ettiğiniz bi grup var mıydı?
Biz grup olarak Türkiyede yapılan her işi takip ettiğimizden çıkan tüm grup ve sanatçıları canlı izlemiştik zaten. Ama en büyük artı yeni dostluklardı. Gece Yolcuları, Badem, Gökçe ve Aslı ile çok güzel sohbetler etme şansı bulduk. Günün sürprizi Ankaradan Kardeşlerimiz Manga‘ nın, büyük hayranı olduğumuz. Cartel‘ den Alper Ağa ile sahne alması ve bizi tanıştırması oldu. Gözlerin dolduğu, saygının tavan yaptığı anlar onlardı.
Konserlerinizde özelikle şu olmazsa sahneye çıkmam dediginiz bir şey var mı? Çünkü tanıdığım kadarıyla siz aslinda çok rahat bir grupsunuz.
Eskiden, elektrik olsun yeter diye bir sloganımız vardı kendi aramızda J Ama bu sene bir halk konserinde neredeyse o bile olmadan çaldık. Aynen bahsettiğiniz gibi gayet rahatız.
Bu Almanya konseri sayesinde Almanya’daki ve Türkiye’deki rockçı kitle arasında bir fark görebildiniz mi?
Aslında iki kitleyi karşılaştırmak inanın çok zor ve yersiz olur. Farklı eğilimler öğretiler ve yaşam şekilleri mevcut. Sonuç olarak oradaki insanların, bir hafta sonu Taksim‘ e çıkıp herhangi birimizi bir barda görme şansı yok. Bu yüzden sevgileri, ilgileri çok başka. Fakat diğer yandan gelin görün ki aynı hafta içerisinde, Sting, Linkin Park, R.E.M ve ColdPlay’i şehirlerinde görebiliyorlar.
Sokakta geziyorsunuz. Bir köşe başında korsan albümünüzü gördünüz. İlk düşünceniz ne olurdu? Başınıza hic böyle bir durum geldi mi?
Bu tip olaylar inanın tahmin ettiğinizden daha çok başımıza geldi. Daha albümümüz çıkmadan bir çok yerde“ Best of“ umuz satılıyordu. Korsan dediğiniz şey sonuç olarak ticari bir mesele, yani arz talep olayı. Bu demek oluyorki halktan her şekilde bir talep var. O zaman satıcı veya yayımcılara çokta suç bulmamak lazım. Suç kimde peki, eski bandrolleri yeni albümlere basanlardamı, albüm satmadan bandrol alanlardamı, şarkıları denemek için internete yayanlardamı, yoksa iki paket sigarayı sanata değişmeyenlerdemi(?)
Fanlarinzla iletişimi nasıl sağlıyorsunuz? Web sitenize ulaşan soruları siz mi cevapliyorsunuz?
Hepimiz mümkün mertebe yüz yüze olmadıkça iletişim kurmamaya çalışıyoruz. Siteler aracılığıyla yada chat yoluyla gerçekleştirilen iletişimler samimiyetsiz ve yüzeysel geliyor çoğu zaman. Birde bilgisayar başında çoğu kişi fazla cesaretli olabiliyor. Zamanla öğrendiklerimiz bizi bu yola itti biraz.diyebiliriz.
24 Aralık tarihinde Köln’de sahne alacaksınız. Yanılmıyorsam bu sizin ücüncü Almanya Konseriniz olacak. Konser hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Oradaki hasret, elektrik ve sevgi çok başka. Insanların gözlerinden sevgi akıyor. Tahmin edemeyeceğiniz kadar mutlu oluyoruz yurt dışındaki sevenlerimizle buluştuğumuzda. Ekonomik durumu müsait herkesi bekliyoruz konserimize, şimdiden eğlenmeye hazırlansınlar.
Hayranlarınıza bir mesaj vermek ister misiniz?
Bizde dahil olmak üzere tüm rock gruplarının, onların desteğine çok fazla ihtiyacımız var. Konserlerin yapılabilmesi, albümlerin çıkabilmesi için en önemli araç, bizleri talep etmeleri. Hepsine sevgilerimizi ve saygılarımızı sunarız.
Röportaj: Hilal Kayabali