Tanınmalarının internete değil,dinleyicilere bağlı olduğunu söyleyen ve halen sürmekte olan internet zararlarından yakınan Seksendört,ikinci albümleri “K.G.B” ile sevenlerinin karşısına yine duygusal ama enerjisi yüksek bir parça ile çıkmıştı.Seksendört’ün değişim ve gelişim sürecini merak ediyorsanız buyurun K.G.B sohbetine…
Sizi herkes internet üzerinden tanıdı ve sevdi.İlk çıkışınızın internet üzerinden olması konusunda ne diyeceksiniz?
Aslına bakarsanız internet olayı sizlerin düşündüğü kadar büyük şeyler ifade etmiyor bize.Şimdiki örneklerine bakıldığında bir çok kapıyı rahatça araladığı ve herkes için büyük bir umut kapısı olduğu ortada.Bizim için arz ettiği en büyük önem dağılmak üzere olan bir grubun albümünün çıkmasından öteye geçmemekte.Biz şu an bulunduğumuz yeri internete değil insanlara borçlu olduğumuzu düşünüyoruz.Bu bağlamda internetin bize de herkese olduğu gibi yararından çok zararı dokundu ve hala da dokunmakta.
İnternetin sesini duyuran birçok grup varken,yaptıkları tek şarkılar ile bulunduğu noktada kalan gruplar da var.Siz bu isimlerin içinden başarılı bir şekilde sıyrıldınız.Sizce bunun dayanağı nedir?
Bu tamamen sizleri yorumlayan insanların bulunduğu tarafla alakalı.Dışarıdan baktığınızda,bizi tek parça yapıp ünlü olmuş,hiçbir geçmişi olmayan bir oluşum olarak da görebilirsiniz.Verdiğiniz örneklerin bir çoğunun başarısız olma sebebi budur belki de. “Seksendört” 1999 yılında kurulmuş ve müzik hayatını sahnelerde geçirmiş bir grup.Müziği meslek olarak kabul eden ve yaşam standartlarını bunun üzerine kurmuş olan insanların başarısız olacağını düşünmüyoruz.Belki biraz klişe olacaktır fakat tamamen işe gönül vermekle alakalı.
Yeni albümünüz K.G.B.’den bahsedelim…
K.G.B ismi albüm içerisindeki bir parçanın nakaratından gelmekte.Cümle kısaltmasının dikkat çekici olması çok hoşumuza gitti ve böyle kullandık.Bu albüm için 16 yeni parça besteledik.Bir araya geldiklerinde,düşündüğümüz konseptin dışına çıkan 5 parçayı albüme almadık ve 13 parça kaydettik.Albümde şu an 11 parça bulunmakta;diğer iki parçayı çok yakında dinleyenlerimizle paylaşacağız.Bu albümün bizim için en büyük farkı,bir profesyonelle yolumuzun kesişmesi oldu.Çağlar Türkmen hem prodüksiyon,hem mix,hem de mastering aşamasında albüm yönetmenliğini yaptı.Bu yüzdendir ki soundumuz öncekine nazaran aşama kaydetti ve daha dinlenebilir bir hal aldı.K.G.B’de dinleyenlerimizi hiçe saymadan daha kendimize yakın işler çıkardığımıza inanıyoruz.Ortak noktayı bulabilmek çok zor inanın.Bu albümde aşk ve yaşanmışlıkların dışında kurgusal anlatımlar da mevcut.Bu durum çoğu zaman parçaları daha agresif ve enerjik bir tarafa çekiyor.
Seksendört dendiğinde akla ilk gelen albüm konsepti “aşk” oluyor ama ikinci albüm ile farklı bir oluşuma da girildi sanırım…
Bahsettiğiniz,insanların bizden bekledikleri aslında,biz olan değil.Daha henüz ilk albümü çıkarmış bir gruba böyle bir misyon yüklemek yanlıştı bizce.Şu an olanlar da hiçbir şeyin göstergesi değil.3. albüm için yaptığımız besteler şimdikilerden tamamen farklı.Buna çoğu insan kişilik arayışı diyebilir;biz ise yenilenme ve gelişim diyoruz.Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu tamamen bakılan tarafla alakalı.
‘Olmuyor’ parçanız da gruba yazılmış sanırım…
‘Olmuyor’ bizim iç döküşümüz aslında.İlk albümden bu yana boğazımızda düğümlenenleri kusmamız gibi bir şey.Bir türlü kendimizi ait hissedemediğimiz ortam ve şartlardaki iğreti duruşumuzu anlatmakta.Olmuyor sesin çıkmıyor,tenim uymuyor dizeleri bu olayları betimlemekte.
İlk klibiniz Dream Tv’de yoğun bir ilgi ile karşılanıyor.İkinci klip için düşünceleriniz var mı?
Bu ilgiyi tamamen samimiyete bağlıyoruz.Bu klipte insanlar bizi etrafta ve sahnede nasıl görüyorlarsa o haldeyiz.İkinci klip için de çalışmalara başladık.Aklımızda Türkiye şartlarında uçuk sayılabilecek fikirler var,eğer engelle karşılaşmazsak dinleyenleri çok komik şeyler bekliyor.Sürpriz olduğu için de söylemiyoruz tabii şu an.
Seksendört’ün müzikal anlamda diğerlerinden ayrıldığı noktada hangi unsurlar var?
Şarkı sözlerinde kullandığımız anlatım yolu en büyük faklılığı oluşturuyor diye düşünüyoruz. Bunun yanı sıra gitar partisyonlarında ve trafiklerde alışılmışın dışında denemeler var.Ama en bariz farkı her zaman,bunalım parçalarda yansıtılan yüksek enerji ve hareketlilik olarak görüyoruz.
İki albümünüzü karşılaştıracak olursanız,neler dersiniz?
En açık farkı sound ve kullanılan temalar oluşturuyor bizce.İlk albümde,yaşanılan ikili ilişkiler sözlerin temelini oluşturuyordu.Bu albümde ise kurgular var,nefret var,başkaldırı var…Kısıtlı olanaklarımıza rağmen daha iyi bir kayıt ve mix süreci geçirdik.Bunlar da albümün,ilkine nazaran daha iyi şartlarda size ulaşmasını sağladı.
Ankara çıkışlı grupların farklı bir duruşu söz konusu.Bunun nedeni ne olabilir?
Bu konuda en büyük pay Anadolu kültürüne sahip diye düşünüyoruz.Ankara her ne kadar İstanbul’a daha yakın diye düşünülse de;örf ve adetlerimizin işleyişi Ankara hayatına halen büyük ölçüde yön vermekte.Bu tabii ki beste yapımını bile etkiliyor.Bu gibi durumlarda İstanbul’u ayrı bir ülke gibi düşünmek en iyisi.Bu tanım üzerinden gidecek olursak Ankara’nın diğer illere nazaran daha iyi teknik şartlara sahip olduğu kesin.Bu durum da,Ankara’nın diğer Anadolu illerine göre,bir çok konuda avantajlı duruma geçmesini sağlıyor.
Bu sene ülkemize gelecek olan isimler ile ilgili neler düşünüyorsunuz?Sizi en çok heyecanlandıran isim ya da isimler hangileri?
İşin açıkçası,sahne performanslarını,prensiplerini ve profesyonelliklerini göz önünde bulundurduğunuzda hepsini izleyebilmek çok heyecan verici olacaktır…Ama özellikle hangileri diye soracak olursanız Masstival’de sahne alacak olan Alanis Morissette, Travis ve Coldplay diyebiliriz.
Önümüzdeki günlerde konser takviminizde hangi şehirler var?
Şu an için tanıtım konserleri takvimimizin sonuna geldik;fakat yeni bir yaz turnesi için çalışmalara başladık.Çok yakında gideceğimiz iller ve tarihleri belli olacak.Gelişmeleri
www.seksendort.com.tr adresinden takip edebilirler.